Traducciones de „sebebiyet“ en el diccionario turco » alemán

sebebiyet <-ti>

sebebiyet vermek -e

Anlass geben zu

Ejemplos de uso para sebebiyet

sebebiyet vermek -e

Anlass geben zu

Ejemplos monolingües (no verificados por la redacción de PONS)

turco

Söz konusu durumlar ve benzerleri, şehir ve civarında işsizlik, yoksulluk durumlarına sebebiyet vermektedir.

tr.wikipedia.org

Rayleigh gökyüzü modeli birçok farklı sonuç altında net bir şekilde açıklanan kutuplaşma modeline sebebiyet verir.

tr.wikipedia.org

Kişi bu konuda kendini kontrol edemezse bu davranış bozukluğu ileride depresyona sebebiyet verebilir.

tr.wikipedia.org

SSRIlerin insomniaya sebebiyet verebildiği ya da insomniayı kötüleştirebildiği bilinmektedir; bu hallerde, yatıştırıcı bir antidepresan olan mirtazapin reçetelenebilir.

tr.wikipedia.org

Park ziyaretçilerinin, vücutta şikayetlere sebebiyet verebilen, sıra dışı yükseklik ve az oksijen konusunda bilinçli ve tedbirli olmaları gerekir.

tr.wikipedia.org

Tepeli devekuşları insanlara karşı oldukça çekingen davranış gösterir ancak nadiren de olsa kışkırtıldıklarında insanlara saldırabilirler ve pençeleriyle ölümcül olabilecek kadar ağır yaralamalara sebebiyet verebilmektedirler.

tr.wikipedia.org

Kanunlarda da "dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme sebebiyet vermek"olarak tanımlanır.

tr.wikipedia.org

Eğer kimyevi maddelerin hastalık veya ölüme sebebiyet verdiği zannedilirse, ölünün kanı, idrarı ve kas parçaları adli toksikolojiye analiz için verilir.

tr.wikipedia.org

Flu ya da gölgeli bölgelerin oluşmasına sebebiyet veren baskı hatasıdır.

tr.wikipedia.org

Bu azalma depresif hareketlere ve idrakta işlev bozuklularına sebebiyet verir.

tr.wikipedia.org